Wednesday, November 17, 2010

Uzun Zaman Olmuş

...ve ben yazmamışım. Bu sıralar biraz projeyle ilgileniyordum ve kafa olarak yorgundum. Bugün "interim review" denilen, herkesin projesinde şu ana kadar yaptıklarını sunduğu ve hep berabercene değerlendirdiğimiz zamazingoya girdim. Oldukça olumlu ve besleyici geçti benim açımdan. Kafam rahat. Proje üstünde sıkı çalışmaya ve titiz olmaya çalışıyorum.

Okul ve buradaki öğrenim üzerinden biraz daha konuşmam gerekirse, burada çok kısa sürede aldığım eğitimle çok farklı kafa yapısına sahip bir adam oldum. Yani fotoğraf adına konuşuyorum. Kendim aynıyım: Nato kafa, nato mermer :) İnsanların görüntüye yaklaşımları, fotografik resmi tanımlama çabası, bu dili nasıl kullandıkları ve nasıl "çevirdikleri"...
Bunları görmek, öğrenmek çok güzel; ama bir yandan bizim ülkeden harbiden hiçbir cacık olmayacağını bilmek çok kötü. Bu konuda kesinlikle bizimkileri de suçlamıyorum. Daha temel olarak edinilmesi kitaplar bile ya çevrilmemiş, ya da berbat çevirilerle ortalıkta dolaşırken; piyasada "işte bu işin temeli budur!" edalarında dolaşan kıytırık kitaplar varken, fotoğrafa yeni heves etmiş insanlar varolma çabası içinde çok yanlış sitelerle görsel yapılarını mahvederken, iyi bir fotoğraf anlayışının oluşması zaten mümkün değil. Nasıl olacak onu da bilmiyorum. Bizim insanımız da o kadar artiz ve kendini beğenmiş ki, iki şey öğrendi mi, tüm dünyayı o bilgiyle yorumlayabileceğini sanıyor. Neyse yaaa...

Bunun dışında, geçen Cuma Magnum Expression Awards'ın ödül töreni bizim okulda oldu. Martin Parr, hem jüri üyesi olması, hem de Brighton Fotoğraf Bienali'nin bu seneki küratörü olması dolayısıyla oradaydı ve bize oylama sürecini anlattı. Bunlar muhteşem şeyler. Link'e tıklayıp, işlere bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Bunun da dışında, bu Cuma ilk Londra gezime çıkıyorum. Ama gezip, eğlenmekten çok bir fuara katılacağım için günübirlik gidiyorum. Her sene düzenlenen bu tek günlük fuar/konferans/bla bla aktivitesinin adı VisionOne. Link'e tıklayarak bu seneki programı görebilirsiniz. Ben açıkçası sırf Jonas Bendiksen ve Tom Hunter'ı dinlemeye gidiyorum, gerisi pek umrumda değil :)

No comments:

Post a Comment